Benim de kafamda şöyle bir ses var: İnsanlar neden mutlu olamazlar?
Defalarca sorulmuş bu soruyu ben de kendime sorayım dedim.
İnsanlar devamlı mutluluğu ararlar. "Nasıl mutlu olurum?" ya da "Nerdedir bu mutluluk?" diye sorular sorarlar.
Her şeye, her cevaba istediğimiz anda, istediğimiz mekanda ulaşabildiğimiz bir zamandayız.
Ama bir boşluk var hepimizin içinde. Varımızı yoğumuzu harcıyoruz o boşluğu doldurmak için.
Gülersek mutlu oluruz belki diyoruz.
Belki biraz huzur gerek diye düşünüyoruz.
Bir tatil, diyor birimiz. Daha geniş bir ev, diyor bir diğerimiz.
Gülmek için para ödüyoruz. Tatile çıkıyoruz, daha geniş bir ev alıyoruz... Anılarımızı zihnimizde saklamak yerine fotoğraf çerçevelerine hapsediyoruz, Mutlu insanlarla dolu resimlerle donatıyoruz evimizi.
Mutluluğu bulmaya çalışıyoruz kendimizce.
Fark edemediğimiz bir şey var. O kadar hazırcı olmuşuz ki mutluluğun bile hazırını istiyoruz. Yalnızca harcıyoruz, çaba sarf etmiyoruz mutluluk için. Bu yüzden hiçbir şeyi olmayan insanların bizden daha mutlu olmaları.
Mutluluk hayatımızın her yerindedir aslında. Tek yapmanız gereken biraz çaba sarf etmek görmek için.
Belki de birkaç notada, belki de arkadaşınızın hediye ettiği bir kitabın sayfaları arasında. Belki de kaleminizin ucunda.
Bu yüzden birkaç dakikalığına bırakalım her şeyi. Çekilelim kamera objektiflerinin ardından, ekran başlarından, iş yerinde çalıştığımız bir dosyadan. Bırakalım bencilliği bir kenara, mutlu edelim insanları. Ve hayata tekrar, kendi gözlerimizle, anlamaya çalışarak bakalım. Bir tebessüm ederek gerçekten sahip olduğumuz şeylerin ve insanların farkına varalım.
İşte mutluluk orda. Tam karşınızda.